Hakkımızda

1961 yılında Kayseri'de doğdum, 

1986 Erciyes Üniversitesi Tıp Fakultesi'nden mezun oldum.
1986-1987 tarihleri arasında Ordu'nun Kumru ilcesinde mecburi hizmet yaptım. 
1989 yılında evlendim, 2 çocuk babasıyım. 
1992 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakultesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi anabilim dalından uzmanlığımı aldım.
1992-1993 yıllarında Afyon Devlet Hastanesinde uzmanlık mecburi hizmetimi bitirdim.
1993 yılı Temmuz ayından itibaren Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi ve sonra bölümler ayrılınca Göğüs Cerrahisi Bölümünde görev yapmakta iken.20Kasım2012 tarihinde Emekli olarak serbest çalışmaya başladım. Erciyes Üniversitesi KDC tarfından verilmiş Periferik Damar Cerrahi Uzmanlık sertifikam mevcuttur.

Bu güne kadar sayısız Damar, Varis, Akciğer ve Kanser Amelyatları yaptım.

2005 yılı Mart ayında "Burger hastalığı" nedeniyle, bilinen tüm tıbbi yöntemleri kullanarak tedavi ettiğim ancak sigara kullanımına bağlı olarak sol ayağı kesilme (Amputasyon) kararı vermek zorunda kaldığım bir hastamın Avrupa da aldığı " Medikal Ozon-Oksijen Tedavisi" sonrası ayağının kesilmekden kurtulması üzerine " Medikal Ozon-Oksijen Tedavisi" ile ilgili ciddi çalışmalar yaptım. Neticede Gördüm ki üniversitelerimizde bize öğretilmeyen bu "Medikal Ozon-Oksijen Tedavisi"nin önemli özellikleri yanında hiç bir yan etkisinin olmaması ve hastalarda:

  • Ciddi enerji artışı
  • Kendini çok iyi hissetme
  • Hastalıklara karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesi
  • Bağırsak rahatsızlıklarının düzelmesi
  • Müphem başağrılarının yok olması
  • Yara iyileşmesinin hızlanması
  • Şikayetçi olduğu hastalıkla ilgili hızlı bir düzelme 

Etkilerini gözlemledim. Bu olay Okul Tıbbı ile Bütünleyici (İntegratif) Tıp Uygulamalarını Sorgulamama ve herikisinin birbirine entegrasyanu ile hastalıklara daha hızlı ve sonuç alıcı tedaviler yapabilme imkanı olduğunu tespit etmemi sağladı...

Çağdaş tıp müthiş bir hızla ilerliyor, yeni tedavi yöntemleri geliştiriyor. Bunlarla sağlıklı olmayı beklerken acaba daha çaresiz hale mi geliyoruz? Her geçen gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor ve hastalıkların direnci artıyor. Ameliyatlar, gen teknolojisi, kimyevi ve nanoteknolojik ilaçlar, sezeryanlar, yapay besinler kan ve organ nakilleri gerçekten de kaçırılmaz yöntemler mi? Tüm bunlarla tedavi olabiliyor muyuz, yoksa gittikçe daha fazla mı hasta oluyor, ilaçlara bağımlı hale geliyoruz? sağlıklı olmak bu kadar zor ve karmaşık olabilir mi?

 Kanıta Dayalı Tıbbın vazgeçilmezliği yanında Okul tıbbının insana bütünsel yaklaşamadığını bölümler arasında koordinasyon kurulamadığını bu yüzden özellilkle müzmin (kronik) hastalıklarda başarısızlığa  ittiğini, Buna karşın Yanıta Dayalı Tıp konseptinde insanın sadece etten kemikten ibaret olmadığı, Bedenin enerji bedenle bütünleştiği tezi ile bir yara veya kırığa bağlı skar dokusunun uzak organlarda fonksiyon bozukluklarına yolaçabileceğini (Baş ağrısı veya barsak fonksiyon bozuklukları gibi) gözledim. Okuduğum modern tıp tecrübelerime bütünleyici tıp uygulamalarını ekleyerek insana bütünsel bir yaklaşım sağladığıma inanıyorum. Hastalarıma Modern Tıp içinde Kalarak bütünleyici tıbbın sağladığı yaklaşımları da kullanarak geniş ve karma tedaviler uygulama kararı aldım. Burada önemli olan okulda okumadığımız ve binlerce yıldır dünyada uygulanmakta olan tedavileri yok saymamaktır. Mesleğimiz insana Hizmettir, tamamını bir ahenk içinde kullanmak ve faydalı olmak amaçtır. Hiç bir insan tesadüfen iyileşmez. İyileşmenin sebebi vardır. Bunun açıklamasının, Üniversitelerimizde daha geniş bakış açısıyla, reddiyeci olmayan bilimsel anlayışla, gerçek kanıta dayalı, araştımalar yaparak ortaya çıkarılması olmalıdır.

Sağlık Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 2 Kasım'da yürürlüğe giren KHK ile yapılan yeni düzenlemeyle Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün görevleri arasına 'geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamalarıyla ilgilidüzenleme yapmak' görevi de eklendi. Yönetmeliklerin kısa sürede yayınlanacağına inanıyorum. Böylece bütünleyici tıp kontrol altına alınmış olup Avrupada olduğu gibi, ülkemizde de daha güvenli ortamda tedavi uygulamaları yapılabilecek.

"İnternational Medikal Ozone Federation","Aepromo" "European Cooperation of Medical Ozone Societies" ve Ülkemizde "Moder" (Medikal Ozon-Oksijen Derneği) ile ilişkili olarak düzenlenen kurslarda sertifika alarak Kayseri'de ilk defa " Medikal Ozon-Oksijen Tedavisi" merkezini açmaya ve Kayseri halkının bu tedavilerden faydalanmasını sağlamaya 2006 yılı Kasım ayında karar verdim."

Halen "Avrupa Ozon Birliği" ve "Moder" işbirliği içersinde eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam etmekteyken Tedavi yelpazesini genişleterek Kolonhidroterapi

Nöral Terapi, Mezo TerapiSu-Jok El Akupunkturu, Cell-İmmun KökHücre Tedavileri, Doktor kontrollü Zayıflama Metabolik BalansPostüroloji ve son olarak da Proloterapi olarak bilinen Eklem Hastalıkları, Bel ve Boyun Fıtıklarında Ameliyatsız Tedavileri halkımızın hizmetine sunduk. Hizmetlerimizi her geçen gün geliştirererek çalışmaya devam ediyoruz.Son sekiz yıl içersinde sayısız Kayserili hemşehrilerimiz ve yakın illerde oturan hatta Tüm Türkiye'den vatandaşlarımız " Medikal Ozon-Oksijen Tedavisi"nden yararlandılar ve sağlıklı bir yaşam için Op Dr Mustafa Köseahmetoğlu'nu tercih etmeye de devam etmektedirler.

Op Dr Mustafa Köseahmetoğlu

yukarı Hayata Destek Ozon — 2013, Telefon: 223 07 27