Yara

Yara nedir?

Derinin en önemli fonksiyonlarından birisi, dış çevre ile organizma arasında bir bariyer oluşturmasıdır. Vücudun normal fizyolojik görevlerinin devam etmesi için derinin bu rolünü tam olarak yerine getirebilmesi gerekir.

Deri bütünlüğünün herhangi bir patolojik nedenden dolayı bozumasına yara denir. Yaranın akut yara ve kronik yara olmak üzere iki çeşidi vardır.

Akut yarada ilk 24 saat içerisinde epitel doku yani, deri bütünlüğünü tekrar sağlayan hücreler oluşmaya başlar. 3-6 hafta içerisinde de yara tamamen iyileşme gösterir.

6 – 8 haftada tamamen iyileşmeyen yaralara veya 4 haftada hiç bir iyileşme belirtisi göstermeyen yaralara Kronik (müzmin) yara denir.

Dekübit ülseri: Kronik yaraların 40%’ını oluşturur. Yatan hastalar oluşan basınç yaralarıdır. Diğer isimleri: bası yarası, dekübit yarası, dekübitüs, yatak yarası. 
Diyabetik ülser: Diyabet hastlarının üçde birinde oluşma riski vardır. Diğer isimleri: Diyabetik ayak, diyabetik ayak yarası. 

Bacak ülseri: Venöz ülser (Ulcus cruris venosum) ve Arteriyel bacak ülseri (Ulcus cruris arteriosum), diğer bacak ülserleri olmak üzere üçe ayrılır. 

İyileşmeyen ameliyat sonrası yaralar: Ameliyatlardan sonra iyileşmesi zorlaşan veya iyileşmeyen yaralardır.

Yara, vücudumuz için her zaman komplikasyonlara, yani sağlıkla ilgili başka zorlu durumlara zemin hazırlayabilecek bir durumdur. Bu nedenle her yaranın mümkün olduğu kadar çabuk tedavi edilmesi gereklidir.

İyileşmeyen Yaralar!

Yaranın derinliği, büyüklüğü, oluşum mekanizması, bulunduğu bölge, iyileşme süresini etkiler. Kronik yara tanısı, yaranın iyileşme eğilimi göstermemesi ile konur. Bir yaranın kronikleşerek iyileşmeyen yara haline gelmesinde, nedenlerinden bağımsız olarak, iki önemli neden vardır. O bölgede dolşımın bozulması ile buna bağlı doku oksijensizliği ve bu durumun kolaylaştırdığı yara infeksiyonudur. Bunların dışında ileri yaş, beslenme bozukluğu, sigara ve şeker hastalığı da önemli nedenler arasındadır.

Enfeksiyon, ya ilk dönem de dahil olmak üzere başlangıçtan itibaren vardır, ya da sterilizasyona, asepsi/antisepsiye özen gösterilmediği için sonradan gelişir. Kronik yaralarda infeksiyon belirtileri iyileşmeme, iyileşme dokusunun koyu kırmızımsı mor renkte olması ve kolay kanaması, akıntı miktarındaki artış, kötü koku olması, yarada yeni nekroz alanlarının ortaya çıkması ve yara etrafında selülit hali olmasıdır.

-Bası(Yatak) Yaraları:

Bası yaralarının gelişmesindeki en önemli etken basınçtır, yumuşak dokuların, basınç altında kalarak sıkışmaları iskemiye neden olmaktadır. Basınç Engellenmez ise nekroz ve ülser gelişir. Nem, enfeksiyon, sürtünme ve hastanın taşınması sırasında oluşan makaslama, hastanın genel durum
bozukluğu, malnutrisyon, ileri yaş, diyabet ve ödem gibi faktörler dokunun dayanıklılığını azaltarak bası yarasının gelişmesini kolaylaştırır.
İlk dönemde basıya maruz kalan ciltte kızarıklık, endürasyon, bül gelişimi, siyanoz ve doku nekrozu gelişir. Kronik dönemde cilt, cilt altı yağ, fasya ve adaleyi içeren derin bir doku harabiyeti gözlenir.

 

-Diyabetik Yaralar:

Diabetes Mellitus’un önemli komplikasyonlarından biri olan ve diyabetin yarattığı olumsuz zeminde gelişen diyabetik ayak ülserleri, iyileşmeyen yara ve gangren nedeniyle ekstremite, hatta hayat kaybına yol açabilen ciddi olgulardır. Tüm diyabetlilerin %15’i hayatları boyunca bir kez diyabetik ayak sorunu yaşarlar, travmatik olmayan amputasyonların %50’si diyabetik ayak nedeniyledir. Diyabetik ayak yaraları immun yanıt da bozulduğu için enfeksiyona yatkındırlar.

 

 

-Venöz Ülserler:

Dolaşım sisteminin herhangi bir seviyesinde ya da herhangi bir yapısında oluşan sorun bacaklarda kronik yaralara neden olabilir. Alt ekstremite ülserlerinin sıklığı %1-3 arasındadır. Venöz bacak ülseri; venöz hipertansiyon ve bacak kas pompası yetmezliği sonucu gelişmektedir. Venöz yetmezliğin ana nedeni kapak yetmezliğidir. Kapiller yatağın staz nedeniyle şişmesi sonucu damar çevresine sızıntı olur ve bu bölgede fibrinojen birikir. Yüzeyel venlerde akım ve basınç artar. Oluşan bu katman kapillerdeki besin ve oksijen değişimini engellerler. Çevre dokularda fibröz ve takiben ülserasyonlar gelişir. Yıllarca iyileşmeden kalabilir.
Yara görünümü ve yara kenarları düzensizdir. Yaranın ilerlemesi hızlıdır. Ayağın iç yanında malleol denilen çıkıntının etrafında sık görülür. Yara geniş ve derindir.

 

-Arteriyel ülserler:

Arterial ülserler damar sertliğinin sebeb olduğu bir atardamarın tamamen ya da kısmi olarak tıkanmasına bağlı olarak ertaya çıkar. Yara iyileşmesini olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörler arasında periferik arter hastalıkları sebebiyle dokuya arterial kan sunumunun azalmışolması yer almaktadır. Hastaların önemli bir bölümünde periferik nabızlar palpe edilmez. Plak kaynaklı embolizasyon(pıhtı) arteriyoler tıkanmaya ardından bacağın iskemik ülserasyonuna neden olmaktadır. Arterial ülserler bacakta veya ayakta her yerde görülebilir fakat en sık parmaklarda ve topukta karşımıza çıkar. En sık ortaya çıkma nedeni ise tekrarlayan mekanik travmalardır. Belirtiler: Yara kenarları düzenlidir. Ağrı belirgindir. Deride kıl dökülmesi ve atrofi görülür. Deri soluktur ve nabız
alınamaz yada güçlükle allınır. Ülserin gelişme hızı  tıkanmanın derecesine göre değişmekle birlikte genelde yavaştır. Ülser tabanı gri renkli sağlıksız bir granülasyon dokusu ile kaplıdır.

 

-Cerrahi yaralar:

Ameliyat sonrası enfeksiyon, hastada bağışıklık sistem zayıflığı, şeker hastalığı, aşırı şişmanlık, vb nedenlerle meydana gelen yaralardır. Cinsine göre deişik formlarda olabilmektedir. Tedavi için uygulanan revizyon operasyonları çoğunlukla tedavi edicidir. bazı durumlarda bu uygulamalar yaranın büyümesine sebeb olabilmektadir.

 

 

-Yanıklar:

Yanık yaralarının derinliği 3 derece ile sınıflandırılmıştır. Birinci derece yanıklar; hasar sadece epidermis tabakasındadır, genellikle 3-7 gün içerisinde iyileşirler, kalıcı iz bırakmazlar, cildin yanan kısmı kızarıktır, acı ve ağrı vardır. Yanık yerinde gerginlik olabilir. İkinci derece yanıklar; derin epidermis ve dermisin bazı tabakalarının hasar gördüğü yanğklardğr. Birinci derece yanıkta görülen ağrı ve gerginlik fazlasıyla mevcuttur. Isının etkisiyle cilt altında büller oluşur.

Üçüncü derece yanıklar; bütün epidermis ve dermisin canlılığını yitirdiği yanıklardır. Yanık alan oldukça serttir ve eskar alan oluşmuştur. Bütün sinir uçları yandığı için üçüncü derece yanıklar genelde ağrısızdır. Başlangıçta ağrı hissedilebilir çünkü yara etrafında farklı derecelerde yanıklarda mevcuttur. Derin ikinci derece ve üçüncü derece yanıklarda tedavi cerrahi girişimdir. Bu yanıkların tedavisinde eskar eksizyonu ve greftleme yapılır.

 

-Radyasyona bağlı yaralar:

Radyasyon kazaları ve nükleer savaş yaralanmaları, daha çok başedilmesi zor radyasyon yanıklarıdır. Japonya'ya atılan atom bombaları ve bir ölçüde de Çernobil Nükleer Santral Kazası dışında, genellikle az sayıda insanı etkileyen radyasyon kazaları yaşanmıştır. Bu kazalardan edinilen deneyim, radyasyon yanıkları ile birlikte genellikle akut radyasyon sendromunun geliştiğini göstermektedir. Tipik örneği, sürekli gamma ışıması yapan küçük radyasyon kaynağına maruz kalarak 10 kişinin yaralandığı 1998 İstanbul radyasyon kazasıdır. Hastanın bağışıklık sisteminin baskılanması, kanamaya eğilimin artması ve yara iyileşmesinin bozulması yanıkta yüksek olan enfeksiyon riskini daha da arttırmaktadır. Alınan dozun bilinmesi hastanın doğru tedavi edilmesinde belirleyici faktördür. Hastanelerin iyi organize olması ve radyasyon yanıklı hastaya sistematik müdahale yapılması yaralının radyoaktiviteden daha çok zarar görmesini, başka kişilerin de yaralanmasını büyük ölçüde önleyecektir. Amaç, iyi hasta bakımı ve destek tedaviler ile komplikasyonların önlenmesi ve radyasyon yanığının hastaya verebileceği hasarın en aza indirilmesidir.

*****/****

 

Hastalara çok ızdırap veren bu durumların kliniğimizde uygulanan karma ozon tedavileri ile iyileştirilmesi mümkündür.

 

Op Dr Mustafa Köseahmetoğlu

 

 

Sigaranın Faydaları!

Sigaranın Faydaları!

Sigaranın faydaları!

Sigaranın faydası olabilir mi ? Olmaz


Diyabetik Ayaktan Korunmak

Diyabetik Ayaktan Korunmak

DİYABETİK AYAKTAN KORUNMAK

Herhangi bir zamanda size kan şekeri seviyenizin yükseldiği söylendiyse diyabet(Şeker Hastalığı) için risk


yukarı Hayata Destek Ozon — 2013, Telefon: 223 07 27