Ozonun 13 etkisi

Ozonun vücuttaki 13 önemli etkisi

Dr. Frank Shallenberger

http://www.spiritual-endeavors.org/health/ozone13.htm

1-Ozon lökosit oluşumunu uyarır. Bu hücreler organizmayı virüslerden, bakterilerden mantarlardan v kanserden  korur.  Oksijen eksikliğinde bu hücrelerin fonksiyonları bozulur. İstilacıları yok edemezler hatta normal, sağlıklı hücrelere karşı reaksiyon verirler (alerjik reaksiyon).  Ozon, uygulanışından sonra uzun süre için kandaki oksijen düzeyini önemli ölçüde arttırır. Sonuç olarak alerjik bünyelerde desensitizasyon sağlar. 

2. İnterferon düzeyi önemli ölçüde artmıştır. İnterferonlar globüler proteinlerdir. İnterferonlar immün sistemi çok yönlü olarak yönetirler. Bazı  interferonlar virüslerin enfekte ettikleri hücreler tarafından salgılanır. Bu interferonlar komşu sağlıklı hücreleri var olan enfeksiyon tehlikesine karşı uyarırlar, ve onlar enfeksiyona izin vermeyen konakçı hücrelere dönüşürler. Diğer bir ifade ile virüslerin çoğalmaları önlenmiş olur. Diğer interferonlar kas hücreleri, bağ dokusu ve lökositler tarafından üretilir. Ozon ile gamma interferon düzeyi % 400-900 oranında artabilir. Bu interferon, patojen ve anormal hücreleri içlerine alıp yok eden fagositik hücreleri kontrol eder. İnterferonların, kronik hepatit B ve C’nin, papilloma virüsü tarafından oluşturulan  genital siğillerin, saç hücreli löseminin, Kaposi sarkomunun, tekrarlayan multipl sklerozun ve kronik granülomatozların tedavisinde yararlı oldukları kanıtlanmıştır.  İnterferonlar, papilloma virüsün etken olduğu gırtlak tümörlerinin, HIV, kronik myelojen lösemi, Non Hodgkin lenfoma, kolon ve böbrek  tümörlerinin, mesane kanserinin, malign lenfomaların, bazal hücreli kanserin ve Leismaniasis’in tedavisinde de denenmektedir.   Ozonun oluşturduğu düzeyler güvenlidir, ancak klinik araştırmalarda  ve FDA (=Federal Drug Administration) tarafından onaylanan düzeyler çok toksik bulunmuştur.

3. Ozon, Tümör Nekroz Faktörü (TNF) oluşumunu uyarır. TNF vücutta büyüyen bir tümör olduğunda üretilir. Tümörün kitlesi büyüdükçe,  üretilen TNF de (bir sınıra kadar) çoğalır. Tümör metastaz yaptığında kansr hücreleri ayrılarak kan ve lenf dolaşımı tarafından taşınır. Bu da tümörün organizmanın başka yerlerinde de yerleşmesini ve diğer bir deyimle kuvvetlerini dağıtmasını sağlar. Orijinal tümörü yok etmek için üretilen TNF varlığında bu kanser hücrelerinin çoğalma şansı daha azdır. Orijinal tümör cerrahi olarak çıkarıldığında TNF düzeyi çok azalır ve yeni dokulara yerleşmiş olan tümör hücreleri çoğalmağa başlar. 

4. Ozon, IL-2 sekresyonunu uyarır. Interluekin-2 immün sistemin köşe taşlarından biridir. T yardımcı hücreleri tarafından salgılanır.  Otostimülasyon diye bilinen olayda, IL-2 T yardımcı hücrelerinin reseptörlerine bağlanarak daha fazla IL-2 salgılanmasını sağlar. IL-2’nin başlıca görevi lenfositlerin çoğalmalarını ve farklılaşmalarını sağlayarak daha fazla T-yardımcı hücrelerinin, T-supressörlerinin, sitotoksik T’lerin, gecikmeli T hücrelerinin ve  T-memory hücrelerinin oluşumunu sağlar. 

5. Ozonun düşük konsantrasyonları bakterilerin çoğunu öldürür. Bakterilerin çoğunun metabolizmaları ortalama olarak kendimizinkinin onyedi de biri kadar etkilidir. Bu nedenle çoğu katalaz gibi antioksidan enzimler salgılayamazlar. Bakterilerin çok azı %2’den daha fazla ozon içeren ortamlarda yaşayabilirler. 

6. Ozon tüm mantarlara ve bu arada sistemik Candida albicans’a, atlet ayağının, saçkıranın etkenine,  küf mantarlarına, mayalara hatta yenecek mantarlara karşı etkilidir.  

7. Ozon virüslere karşı değişik şekillerde etkili olur. Yukarıda da tartışıldığı gibi, virüs parçacıklarına doğrudan etkilidir. Virüsün oksidasyona karşı en duyarlı olan bölgesi üreme organıdır. Bu aynı zamanda virüsün hücreye girme yöntemidir. Bu yapı inaktive olduğunda virüs esas anlamda ölmüştür. Enfekte hücrelerin ozona karşı doğal duyarlılığı vardır. Metabolik engellemeden dolayı hücre ozona karşı direnmesini ve kendini onarmasını sağlayacak enzimleri üretemez. .

8. Ozon antineoplastiktir. Bunun anlamı yeni doku büyümesini engellemesidir. Çünkü üremekte olan dokular kendilerini ozona karşı koruyacak olan enzimleri üretemezler. Tüm güçlerini yeni hücre oluşturmak için kullanırlar. Kanser hücreleri de hızlı bölünen hücreler olduklarından ozona karşı daha duyarlıdırlar.

9. Ozon arter plaklarının oksidasyonunu sağlar. Arterioskleroza ve ateroskleroza neden olan arter plaklarını eritir. Bu da ozonun büyük hatta küçük damarlardaki tıkanmaları yok etmesi anlamına gelir. Bu şekilde dolaşım yetmezliği olan organa daha çok kan gitmesini sağlar. 

10. Ozon eritrositlerin esnekliğini katlanabilme özelliklerini arttırır, Eritrosit mikroskopta bakıldığında bir disk şeklinde görülür. Kılcal damarlarda (akciğerde oksijen alırken ve dokularda oksijen bırakırken) bu disk bir elips veya şemsiye şekline girebilir. Bu da onun kılcal damarlardan geçişini ve oksijen alışverişini kolaylaştırır. Ozon tedavisinden sonra eritrositlerin esnekliğinin artması, oksijen düzeylerinde günler hatta haftalarca sürebilen artışları sağlar. 

11. Ozon Sitrik asit çemberini hızlandırır. Buna krebs (yengeç) veya TCA siklusu da denir. Bu olay karbonhidratların (glikozun) enerjiye dönüşümünde çok önemli bir adımdır ve hücrelerin mitokondriumlarında gerçekleşir. Glikozun içerdiği enerjinin önemli bölümünden organizma bu şekilde yararlanır. 

12. Ozon antioksidan enzim sistemini daha etkili duruma getirir. 

13. Ozon petroşimi ürünlerinin parçalanmasını sağlar. Bu kimyasal maddeler immün sistemi önemli ölçüde bloke edebilir. Dolayısıyla alerjilere neden olabilir veya var olanları arttırarak uzun sürede yaşamı olumsuz etkilerler.

Orijinal makale için http://www.spiritual-endeavors.org/health/ozone13.htm

 

Op Dr Mustafa Köseahmetoğlu

yukarı Hayata Destek Ozon — 2013, Telefon: 223 07 27